Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Kazım YURDAKUL kaleminden “HORASAN: GÜNEŞİN YÜKSELDİĞİ YER” – BÖLÜM 2

A+
A-
3 Eylül 2021 11:03
2.293
ABONE OL

HORASAN: GÜNEŞİN YÜKSELDİĞİ YER 2. Bölüm (Lütfen 1. Bölümü de okuyunuz. Haftaya Çarşamba da 3. Bölüm yayınlanacak)

Peki, nedir ki; bu Horasan Aklı? Nedir, ilim ve akıl çizgisi? Ne demektir Mele-i Âla, Horasan Pirleri, Erenleri, Alperenleri?.. Güneş nereden doğmuştur da; nasıl nasip olmuştur yine Horasan’a, yükseldiği yer olmak?..

ARA REKLAM ALANI

Türk’ün, daha önce bir sefer gittiğinde, Avrupa’nın ortasında nöbete bıraktığı “ALP” isminin tecellisine, bu sefer, nöbetten öte, ayar vermek  düzen vermek için “EREN” isminin tecellisinin eklenmesi duasıyla çıktığı bu yola; ALPERENlerin bütün gücü, duası, yüreğinin enerjisi eklensin inşallah…

‘Horasan Aklı’nı’ anlatırken; bu girizgâhın ardından, 2 alt başlık oluşturmak; daha kolay anlaşılır ve belirgin bir çerçeve oluşturmamızı sağlayabilir:

1) Türk’ün İslam ile ilişkisi
2) Neden ve Ne için Horasan…


  1. Türk’ün İslam ile ilişkisi

Hemen, Türklerin İslam ile ilişkisini, kısa bir özet ve bunu destekleyen maddelerle izah edelim.

Atatürk’ün “Türk bir ırk ismi değildir. Adamların Birliğidir!” cümlesine ilk rastlayışım, içinde yer aldığı şiiri ile birlikte, Hakikatin, İslam-Türk ilişkisinin, Atatürk’ün ve söyledikleri ile yaptıklarının bir anda tam yerine oturmasını sağlamıştı. Nefis bir özetti bu… Hele de, “Örtülen gaflet perdesi” ve “Bir gün hakikatin yeniden öğrenileceğini” de aynı şiirde okuyunca…

Mu, Atlantis, Maya, Etrüsk, Sümer, Kızılderili, Japon ve Truva ile Güneş Dil Teorisi üzerins çalışmalarını; İslam ile Türk ilişkisi üzerine söylediklerini de ekleyince, adeta, son toparlayıcı olmuştu benim için.

Bu bağlamda, artık gaflet perdesi aralanıp da bir çok araştırmacının yayınlarını da ekleyerek, çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Türkler/Turanîler; Hz Adem’den ve özellikle de 10. kuşak torunu, Yafes’in oğlu Turk’tan bu yana; Kut’u yani Allah’ın tebliğini; yani medeniyeti; koruyan ve yayanlardır.

Binyıllardır, birlik ve adalet için mahmuzlar Türk; atını… Bu konudaki binlerce delilden bazıları:

a) Türkler hiç bir zaman Şaman olmamış, puta tapmamışlardır. Yukarda sayılan isim değiştirmiş kolları dahi Gök Tanrı inancındadır. Ve burada “gök” ifadesi “yüce, en geniş, en kapsayıcı” manasındadır. Göğü tanrı olarak görmek ya da tanrının gökte yaşamasına dair değil…

b) Kur’an da, Türklerin özellikleri ile birebir örtüşen ve puta tapmayan ırkın dünyaya yayılmış yöneticiliğinden bahseden ayetler mevcuttur; ki ilim dünyası, kastın Türkler olduğunda aynı fikirdedir.

c) Efendimiz’in (sav) Türkler ve kendisinin Türklere yakınlığı konusunda bir çok hadisi mevcuttur.

d) Oğuz Kağan’ın Hz Zulkarneyn olması yine ilim dünyasının buluştuğu bir bilgidir.

e) Hz. İbrahim’in Sümerli oluşu ve bir çok farklı milleti Sümer’de de yönetiminde birleştiren Türklerden, Tark’ın, bir nevi, onun Atamanı oluşu ve 3. eşi Kentura’nın, Oğuz Kaan’ın kızı oluşu ve Hz. İshak’ın kızının bir Türk le evlenmiş olması, daha sonra da görülecek ve bir Hanif Soy uygulamasıdır. Hz. Ali’nim ikinci eşi, ve Hz Hüseyin’in, Hz Zeynel Abidin’in annesi olan eşi de Türktür.

f) Bugüne kadar son iki Karanlık Çağdan biri olan Yakın Çağ dışında çağları değiştirenin Türk oluşu…

g) Tarihte, Bosna, Türkistan, Çin ve Türkiye de bulunan bulguların, 30.000 yıla kadar giden uzaklıkta, Türk/Turani toplumun, dünyanın geri kalanından, ilim, medeniyet hatta teknoloji olarak çok ileride oluşu; 5000 yıla tıkıştırılan sözde medeniyet tarihi ve 400 yıla tıkılan sözde ilim tarihi ile karartılmıştır

h) Kabe’nin ve anahtarının koruyucusu sülale, Türk, Sureyç sülalesidir.

İ) Efendimiz’in en sevdiği kişilerden ikisi Türktür: Veysel Karanî Hz. ve Salman- Farisî…

j) Akabe Biatı diye bilinen olayda; Efendimiz (sav) Yesrib’e Hicret etmeden evvel Müslüman olan ve Efendimiz’i ve İslam’u koruyacaklarına söz veren Evs ve Hazrec kabileleri de Türktür.

k) Ve geriye dönüp baktığımızda daşaşırmıyoruz elbette… Hz. Musa; Tuva Türklerine sığınıyor; ve daha sonra 70 Tuva Türkü ona eşlik ediyor. İlk vahiy de, Tuva vadisinde geliyor

l) Hz. İbrahim Kudüs’e giderken 70 Tuva Türkü eşlik ediyor.

m) Ve son olarak Efendimiz’in amcası Abdulmuttalip’in; Mekkelileri, Horasan/Türkistan bölgesini işaret ederek “akrabalarımızı çağırırım!” diyerek korkutması…

Bu örnekler çoğaltılabilir. Nitekim, bir çok Türk olmayan ilim insanı dahi şu cümleleri kuruyor: “Türkleri çıkarttığınızda, tarih diye bir şey kalmaz. Türkler; Allah’ın dünya insanlarını yönetmek üzere yolladığı topluluktur.”


2) Neden ve Ne için Horasan…
Yukarıdaki bilgileri; Horasan’ın sözlük manası olan “Güneşin yükseldiği yer!” ifadesini ve Türklerde 16 yıldızın Hankah’ın / Fütüvvet’in en yetişmiş kişilerini ve “Güneş’in” de bunların hepsinin yetişmişliğini, gelişmişliğini üzerinde toplayan “17.’yi” kastedişini bir kenarda tutarak; Ehl-i Beyt ve İslam’ın zalimden kurtulma çabasına dönüp bakalım.

Zalim; iki koldan, İran ve Mısır’dan saldırıyla, aslen İslam’ı özünden çarpıtmak amacıyla saldırıya geçmiş. Bir tarafta, Farsî milliyetçiliğin uzantısı Şia; diğer tarafta saltanatçı Emevik anlayış… Her ikisinde de, belki de en gizli Siyonist soy Anezilerin etkisi… Bu iki konuyu, gelin şu iki kısa yazımla, anlamaya çalışalım:

A)
Dedi ki “Alevi misin?”
Dedim ki “Sen Ali Evinden değil misin?”
Dedi ki “Yooo!”
Dedim ki “Aaaa!”
Dedi ki “Niyeee!”
Dedim ki “Ben;
Kâbe de doğan;
Cami de katl ile ölümü tadan;
Hz Efendimiz’in (sav) gözünün nuru, ruhunun tek varisi Hz. Fatima Anamızı (ra) emanet ettiği;
abasının altına Hz. Fatima Anamız (ra), Hz. Hasan’ımız (ra),  Hz. Hüseyin’imiz (ra) ile birlikte alıp da Hz Allah’a (cc) “Abamın altındaki ailem” niyaz ettiği;
Hz. Kitabımız ile birlikte bize emanet ettiği,
ilim ayetlerinin indiği, Hikmet Pınar’ının Rahmi Hz. Mekke’de, kendi yatağında bıraktığı,
son putu omzuna alıp kırdırdığı;
“İmam Ali’dir!” dediği;
ilmin kapısı, MÜMİNLERİN İMAMI HZ. ALİ’nin (ra) EVİNDEN;

Hz. Efendimiz’in, medeniyet/devlet ayetlerinin indiği Yesrib’e, medeniyeti/devleti kurmaya yanında götürdüğü; MÜMİNLERİN EMİRİ ES SIDDIK HZ EBUBEKİR’in (ra) DEVLETİNDENİM!
Hele de bakem, sen kimlerdensin?”

Elhamdülillah
Devlet-i ebed müddet inşallah
Hz Celal Abbas Soyu’ndan, Koca Leşker Ordusu’ndan nefer Kâzım Yurdakul

B)
MUAVİYE, İSLAM’IN İÇİNE SIZMIŞ EN BÜYÜK İLK KRİPTODUR.

Hz. Osman, Hz. Hasan (dolaylı), Hz. Ali, Hz. Ayşe, Hz. Hüseyin, Hz Ebubekir in 2 oğlu Abdurrahman ve Muhammed’i öldürten Muaviye’ye laf edilmezmiş. Sahabe imiş…

  1. Mekke ve Hayber’in fethinden sonra Müslüman olmuş, Efendimiz’in ‘tuleka’ dediği gruptandır.
  2. Sahabe; Efendimiz ile, o mücadeleyi veren ilk Müslümanlardır. Efendimiz’in hayatı boyunca Müslüman olanlar değil.
  3. Kaldı ki; Efendimiz’e de kıysa, sahabe diye, bir şey demeyecek miydik? En değer verdiği emanetlerine kıymış. Efendimiz size iki şey emanet ediyorum demiş: Biri Kur’an-ı Kerim diğeri Ehl-i Beyt’im…

Kur’an ı Kerim i yırtarak hile de kullanıp o emanete de ihanet etmiş ya… Ki ardından şambala hurafeleri üzerinden Kitabımızı yorumlatan da o. Daha sonra Horasan dan dikilen Ehl-i Beyt referanslı, ilim ve akıl diyen gerçek âlimlere eziyet eden de; saltanatçı ‘nakil’ anlayışını uydurtan da, onun soyu…

  1. Nitekim; Emevi/Eşari ‘nakil’ çizgisi; ilmi bitiren, toplumun okumadan, düşünmeden her tür hurafenin peşine sürüklendiği bir çizgidir.
  2. Efendimiz, 73 farklı yol oluşacak, biri doğrudur. O da Ehl-i Beyt imin takip edeceği” demiş… O yol birdir. Âli Abâ/Hanefi/Maturidi çizgidir.
  3. Ben Hz. Muhammed Mustafa (sav) yolunda, onun Âli Aba sı Hz. Ali, Hz Fatma, Hz Hasan, Hz Hüseyin ve tabii Hz. Veysel Karani, Hz. Salmanı Farisi, Hz Zeynel Abidin, Hz. Cafer, Hz. Hanefi, Hz. Maturidi, Hz. Yesevi, Hz Geylani, Hz Hacı Bektaş-ı Veli, Hz.Harakani, Hz. Hamedani, Hz. Gucduvani, Hz. Saru Saltuk, Hz. Somuncu Baba, Hz. Hacı Bayram ı Veli, Hz. Baba İlyas Horasani, Hz. Şeyh Edebali. Hz. İbn ül Arabi, Hz. Aziz Mahmut Hüdai……..yolundanım;
  4. Muaviye; İbn Sebe ile birlikte, İslam’ın en  büyük iki ilk adım bozguncusundan biridir.

Not: Şimdi bu yazıya karşı çıkacak tek kitle var: 2. Murat Han itibariyle başlayan ve padişahlarımızın 200 yıl sonra “Tüh ne yaptık?” dediği Emevik uygulamalarla oluşan ve 14 padişah, 2 CB, 1 BB götüren vesayetin bir kolunu oluşturanlar elbette. Fetö ile Kuytul ile bitmeyenler…
Cemaatinin şeyhini, mehdi zanneden, ona, korkmadan ve utanmadan, şefaatçilik atfeden, hayatında eline alıp da, aklederek Kur’an okumayan ve bu sebeple her daim, İngiliz in Alman ın bu ülkede taşeronluğunu yapan; bir Müslüman “şeriat isteriz” diye sokağa düşer zanneden; çünkü İslam laik değil zanneden; İŞİ GÜCÜ, İSLAM’A YAKLAŞANLARI, İSLAM DAN SOĞUTMAK OLAN; barış, adalet, hoşgörü ve ilme katkısı olmadığı halde üstüne bir de, İslam ı bu kavramların tersine yorumlayan kitle… Bu ülkenin ve dünyanın en baş belası kitle yani…

2 baş belasından, MASONİK belli. Ama bu EMEVİK türü… Maskesi başka; sözü başka; özü başka… Allah korusun ve kurtarsın, amin.

Elhamdülillah
Devlet-i ebed müddet inşallah
Hz Celal Abbas Soyu’ndan, Koca Leşker Ordusu’ndan nefer Kâzım Yurdakul
./.. Devam edecek

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.